Tel : 0222 320 00 22 - 0533 646 43 46
 
 
DOĞUMUN NASIL OLACAĞI NE ZAMAN BELLİ OLUR?
 
Hamilelik döneminde takipler süresince çiftlerin en çok merak ettikleri konulardan birisi de doğumun nasıl olacağı konusudur? Normal doğum mu? sezaryen mi? olacak sorusuna özellikle gebeliğin son aylarında sık rastlanır. Normal doğum ve sezaryen arasındaki farklar ve hangisinin tercih edilmesi gerektiği konusu ayrıntılı olarak ayrıca anlatılacaktır. Burada doğumun hangi yöntemle gerçekleşeceğinin ne zaman belli olacağı açıklanacaktır.
 
Doğum şekli kaçıncı haftada belli olur?
 
Doğumun normal yolla mı yoksa sezaryenle mi gerçekleşeceği çoğu gebelikte son güne hatta son ana kadar belli olmayabilir. Tamamen normal görünen bir gebelikte normal doğum sırasında bebeğin doğum yolunda ilerlemesinden kaynaklanan bir sebeple veya kalp atışlarında meydana gelen değişiklikler nedeniyle bir anda sezaryen gerekebilir ve bu tür durumların önceden tahmin edilmesi herzaman mümkün değildir. Genellikle gebeliğin son ayına kadar doğumun nasıl olacağı hakkında bir fikir belirtmek doğru olmaz. Örneğin son aya kadar anne karnında bebeğin dönmesi sık görülür ancak son ayda artık bebek büyüdüğü için nadiren döner. Hamileliğin son gününe kadar hiçbir zaman kesin olarak normal doğum yapılabileceği söylenemez, her an bazı değişiklikler meydana gelebilir. Ancak gebeliğin son haftalarında (37-38-39-40. haftalarda) bebeğin duruşuna, kilosuna, muayenede doğum yolunun şekline bakılarak normal doğumun mümkün olabilmesi konusunda yaklaşık bir tahminde bulunulabilir.
 
Ancak bazı durumlar vardır ki bu durumlarda normal doğumun olamayacağı sezaryenin mutlaka gerekeceği önceden daha doğum haftaları yaklaşmadan bilinebilir: Örneğin ikiz ve üçüz gebeliklerde (bazen normal doğum da olabilir), bebeğin suyunun çok az olduğu ve kalp atışının düzensiz olduğu bazı durumlarda, bebeğin kilosunun aşırı fazla olması durumunda, daha önceden sezaryen ameliyatı veya rahim ameliyatı geçirenlerde, bebeğin eşinin (plasenta) doğum kanalını kapatması gibi durumlarda... Bebeğin makat veya ayaklar aşağıda olacak şekilde ters durması durumunda( normal doğumun olamayacağı kesin olarak söylenmez çünkü gebeliğin  her haftasında bebeğin tekrar dönerek düz pozisyona gelmesi mümkün olabilmektedir, ancak bebek büyüdükçe özellikle son ayda artık dönme şansı azalır.)
 
NORMAL DOĞUM
 
Normal doğum 38-42 gebelik haftaları arasında, kendiliğinden başlayan rahim kasılmalarıyla, başla gelen tek bir bebeğin anne ve bebeğe zarar vermeden vajinal yolla canlı olarak doğmasıdır.
Normal doğumda, bebek doğduktan en geç otuz dakika sonra plesanta ve zarları da kendiliğinden rahimden dışarı atılır. Normal bir doğumda yaklaşık 300 ml kadar kan kaybı olur. Doğum için geçen süre 24 saatten daha azdır.
Normal bir gebelik süresi son adet başlangıç gününden itibaren 280 gün ya da 40 haftadır. Beklenen doğum tarihi, "son adet tarihine 7 gün eklenip 3 ay gerisi" formülüyle hesaplanabilir.
 
 
 
 
 
 
 
 
Dikişsiz normal vaginal doğum videosu
 
 
 
Epizyotomili(dikişli) vaginal doğum videosu
 
 
NORMAL DOĞUM MU? SEZARYEN Mİ?
 

Dünya üzerinde en sık yapılan ameliyatlardan birisi olmasına rağmen: sezaryen hala riskli ameliyatlardan birisi olarak kabul edilir. Ancak annenin veya bebeğin hayatını tehlikeye sokacak herhangi bir durumda doğum sezaryenle gerçekleştirilmelidir. Sezaryen ameliyat oranları hızla artmakta ve gün geçtikçe endikasyonlar genişletilmektedir. Bazı durumlar da gerçekten normal vaginal yoldan doğum mümkün olamaz ve bu durumlarda sezaryen yapılmalıdır ancak anne ve bebek sağlığı için en sağlıklı ve doğal olanın normal doğum olduğu artık dünyada yaygın kabul görmektedir, bu nedenle zorunlu olmadıkça sezaryen yapılmaması ve normal doğum oranlarının ülkelerde daha fazla arttırılması önerilmektedir. Ülkemizde son yıllarda sezaryen oranları oldukça yükselmiştir, bunun çeşitli sebepleri vardır ancak dünyadaki gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de normal doğum oranlarımızı arttırmak için çalışmalar başlamıştır.

 
Peki sıklıkla hangi durumlarda sezaryen yapıyoruz? En sık sezaryen sebepleri DAHA ÖNCE SEZARYEN AMELİYATI GEÇİRMİŞ OLMAK ve DİSTOSİ (bebek ve annenin doğum kanalı arasında uyumsuzluk) dir. Bunlardan başka makat doğumlar, bebeğin eşinin doğum kanalını tam olarak kapattığı durumlar, çok iri ( > 4500 gr.) veya çok küçük bebekler, geçirilmiş rahim ameliyatları ( myomektomi gibi), bebek kalp atışlarının bozulması, ilerlemeyen eylem, kordon sarkması, bebeğin eşinin zamanından önce ayrılması, aktif HSV, HPV, HIV enfeksiyonları, doğum kanalının kemik yapısında belirgin bozukluk olan durumlar ve doğum kanalını kapatan kitleler varlığında sezaryen doğum yapılmalıdır.
 
Peki isteğe bağlı sezaryen yapılabilir mi? Aslında bu sorunun pek çok etik, sosyal ve kanuni çelişkileri mevcuttur. Hasta kendi kendine sezaryen kararını verebilecek yeterli donanımda mı? Eğer hasta kendi isteğiyle sezaryen olduktan sonra, sezaryene bağlı bir sorun çıkarsa, bunun sorumlusu doktor değil midir? Bu hususta bir de operasyonun mali yükü mevcuttur elbette ki. Günümüzde devlet hastanelerinde isteğe bağlı sezaryen yapılmamaktadır. Ancak devlet hastanelerinin çoğunda sezaryen operasyonu için yeterli teknik altyapı ve personel mevcuttur.Başlıktaki sorunun hala kesin bir cevap olmadığı çok aşikardır. Ancak her iki doğum şeklinin de kendince riskleri mevcuttur.
 
Aslında dünyaya gözlerini yeni açmak üzere olan bebek ve anne için doğum şeklini belirlerken; sezaryenin veya normal doğumun avantaj ve dezavantajları gözönünde bulundurularak; doktor ve ailenin beraber karar vermeleri gerekmektedir.
 
SEZARYEN ÖNCESİ HAZIRLIKLAR 
 
SEZARYEN AMELİYATI ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
 
Sezaryen ameliyatından önceki günlerde hastanın evinde yapması gereken ve hastaneye yatış yapılan gün hastanede uygulanan bazı hazırlıklar vardır. Bunların çoğu diğer ameliyatlardaki hazırlıklara benzemesine rağmen sezaryen ameliyatında doğum gerçekleşmesinden dolayı bazı farklılıklar da içerir. Aşağıda belirtilen hazırlıklar daha önceden tarihi belirlenmiş sezaryenler için geçerlidir. Bazı durumlarda acilen sezeryan kararı verilebildiği için o durumlarda bu hazırlıklar yapılmadan ameliyata almak gerekmektedir. 
 
Hastaneye gitmeden önce evde yapılması gereken hazırlıklar:
  • Genellikle ameliyattan bir gün önce hastanın duş alması önerilir. Bunda amaç ameliyat sahasının daha temiz olması ve enfeksiyon riskinin azalmasıdır.
  • Sezaryen ameliyatına bir hafta kala karın bölgesi ve pubik (genital) bölgeye traş veya ağda uygulanmaması önerilir. Traş veya ağda yara yeri enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Ameliyat günü hastanede gerekirse personel tarafından ameliyat sahasındaki tüyler traş edilir.
  • Diyabet, hipertansiyon, guatr, astım gibi hastalıklar edeniyle ilaç kullanan hastalar ilaçlarını hastaneye giderken mutlaka beraberinde götürmelidir.
  • Hastaneye giderken yanınızda mutlaka doğum çantanızı ve bebek için gerekli diğer mazlemeleri alınız. 
  • Sezaryen için hastaneye giderken gebelik ile ilgili takip kağıtları ve tahlillerinizin bulunduğu dosyayı mutlaka yanınızda götürmelisiniz.
  • Ameliyata 24 saat kala sigara, alkol ve doktorunuzun önerdiği ilaçlar dışında rastgele hiçbir ilaç (ağrı kesici dahil) almamanız gerekir. (Sigara ve alkol gebelikte zaten asla alınmamalıdır.)
  • Gebelikte heparin ve diğer kan sulandırıcı diye adlandırılan ilaçları ameliyattan ne kadar önce bırakmanız gerektiği konusunda doktorunuza danışmalısınız.
 
Sezaryenden kaç saat önce yemek yemeli?
  • Ameliyata hastanın yaklaşık 8 saatlik açlık ile girmesi gereklidir. Yani ameliyattan önceki 8 saat hiç yiyecek, içecek, su dahil alınmamalıdır. Ameliyat sabah yapılacaksa bir gece önce hafif bir akşam yemeği yenilerek gece 11-12'den sonra tamamen yiyecek içecek kesilmelidir.
  • Çok ağır yemeklerden kaçınılmalıdır.
  • Aşırı meyve tüketimi gibi karında şişlik yaratacak yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Özellikle alınmaması gereken bir yiyecek veya içecek yoktur ancak fazla yemek yenmemelidir. Mide ve barsakları bozabilecek değişik normalde tüketmediğiniz riskli gıdalardan kaçınınız.
  • Ameliyat öğleden sonra yapılacaksa doktorunuza danışarak sabah erken saatte az miktarda besin alabilirsiniz.
Hastanede yapılan hazırlıklar:
  • Hastaneye yatış yapıldıktan hemen sonra yapılacak ameliyat ve diğer işlemlerle ilgili hastayı ve eşini bilgilendiren yazı verilir, hasta işlem hakkında, olası yan etkiler ve riskler hakkında  bilgilendirilerek imzalı onayı alınır. Hasta yazıyı imzalamadan önce işlemler ve ameliyatlar hakkında anlamadığı, merak ettiği her konuyu doktoruna sorup öğrenebilir.
  • Ameliyattan önce hastanede lavman ile barsakların boşaltılması sağlanır.
  • Ameliyat bölgesinde fazla tüylenme varsa serviste veya ameliyathenede bunlar traş edilir.
  • Muayene ve ultrason gerekirse yapılır.
  • Ameliyat tahlilleri yapılır ve anestezi uzmanı hastayı değerlendirerek anestezinin şekline karar verir.
  • NST çekilmesi veya doppler aleti ile bebeğin kalp atışları kontrol edilebilir.
  • Ameliyat ile ilgili tahliler bazı hastanelerde ameliyat günü hastaneye yatış yapıldıktan sonra yapılır, bazı hastanelerde daha önceki günlerde yapılır. Bu tahlil sonuçları ile beraber anestezi doktoru anne adayını muayene eder ve anestezi açısından değerlendirir. Anestezinin şekli hakkında hastaya bilgi verir.
  • Hastanın kalp hastalıkalrı veya astım v.b. başka hastalıkları varsa bunlarla ilgili uzman doktorların da değerlendirmesi gerekebilir bazen.
  • Ameliyattan önce su ve yeme-içme yasak olsa da tansiyon, guatr gibi hastalıkları olan hastaların ameliyattan önce sabah bir kaç yudum su ile bu ilaçlarını alması önerilir veya bir gün önce evde almanız önerilen bazı ilaçlar olabilir. Ancak bu konuları mutlaka doktorunuza danışarak planlayınız, farklı uygulamalar olabilir her hasta için.
Ameliyathanede uygulanan hazırlıklar:
  • Ameliyat odasında anestezi uzmanı, kadın doğum uzmanı, ameliyat hemşireleri ve anestezi teknisyenleri ile diğer yardımcı personeller bulunur.
  • Ameliyathaneler enfeksiyon riskini azaltmak için nispeten hafif soğuk olurlar. İlk başta üşüme hissedebilirsiniz ancak daha sonra üstünüz örtülünce üşüme hissi geçecektir.
  • İdrar sondası uygulanır. (Bazı yerlerde ameliyathaneye gelmeden servis katında uygulanır.)
  • Anestezi uzmanı tarafından uygun anestezi (spinal veya genel anestezi) uygulanır. Daha sonra hastanın üzeri yeşil örtülerle örtülür ve ameliyat hazırlığı başlar.
Ameliyattan sonra:
  • Bebek doğar doğmaz ısıtıcı altında temizlenir. Gerekirse çocuk doktoru tarafından muayene edilir, gerekli değilse daha sonra serviste muayenesi yapılır.
  • Nadiren bebek için küvez veya yoğun bakım gerekirse bebek hemen o bölüme transfer edilir.
  • Bebeğin durumu iyi ise doğumdan kısa süre sonra anneye gösterilir ve anne ile teması sağlanır.
  • Doğumdan genellikle 6 saat sonra annenin sulu gıdalar yemesine izin verilir, bu saate kadar ağızdan hiçbir yiyecek, içecek alınmaz. Anca bu süre hastaya ve ameliyata göre değişebilir o yüzden mutlaka doktorunuzun önerisi doğrultusunda hareket etmelisiniz.
  • Ameliyattan genellikle 6 saat sonra idrar sondası çıkarılır ve hastanın ayağa kalkmasına izin verilir.
  • Ameliyattan sonra 6-12 saat süre ile serum ve damardan ilaç tedavileri devam eder.
  • Sezaryen ameliyatından sonra kan uyuşmazlığı olan çiftlerde bebeğin kan grubuna bakılır ve eğer bebeğin kan grubu pozitif ise anneye kan uyuşmazlık iğnesi yapılır. Bebek kan grubu anne ile aynı yani Rh negatif çıkarsa Anti-D immunglobulin (kan uyuşmazlığı iğnesi) yapılmasıne gerek yoktur.
  • Genellikle ameliyattan 24-48 saat sonra yara yerindeki bandaj açılır. Bu konuda doktorunuza danışmalısınız.
  • Sezaryen ameliatından sonra hasta genellikle hastanede 1 veya 2 gün kalır, daha sonra taburcu edilir.
Hastaneye giderken yapılmaması gerekenler:
  • Makyaj yapılmaması gerekir.
  • Tırnaklara parlatıcı veya oje sürülmemelidir.
  • Takma kirpik kullanılmamalıdır.
  • Takma diş varsa hastaneye giderken kullanılabilir ancak hastanede ameliyattan önce çıkarılması gerkecektir.
  • Kontak lens kullanılmamalıdır. Ameliyat günü gözlüklerinizi kullanmalısınız.
  • Her tür takı ve kolye, yüzük v.b takılmamalıdır. Bunları hastanede güvenle saklamanız zor olacağı için evde iken çıkarmanız faydalı olacaktır.
  • Piercing varsa evden ayrılmadan çıkarılmalıdır.

 

 

 
 
Sezaryen operasyon videosu(Makat gelişi nedeniyle sezaryen yapılmış)
 
 
 
 
 
Sezaryen animasyonu
 
 
 
EPİDURAL VE SPİNAL ANESTEZİ İLE SEZARYEN
 
 
BELDEN AŞAĞISINI UYUŞTURARAK SEZARYEN YAPILMASI
 
Sezaryen ameliyatı genel anestezi ile hasta uyutularak veya belden aşağısı uyuşturularak iki şekilde yapılabilir. Belden aşağısını uyuşturma diye tabir edilen anestezi spinal anestezi veya epidural anestezi diye iki şekilde olabilir. Spinal ve epidural anestezide hastanın bilinci açık olur, ben aşağısı ve bacakları hissetmez hale gelir.Sezaryende hem spinal hem epidural hatta bazen ikisi birden (kombine spinal-epidural) uygulanabilir. Normal doğumda sadece epidural anestezi uygulanır (ağrısız doğum), spinal anestezi normal doğumda uygulanmaz. Bu yöntemlerin hepsi anestezi uzmanları tarafından uygulanır. Uygulama sırasında hasta oturur pozisyonda veya yan yatar pozisyonda olur ve bel bölgesi temizlendikten sonra ince bir iğne ile belden girileren 1-2 dakika gibi kısa bir sürede ilaç verilerek anestezi uygulanır. Anestezi uygulandıktan birkaç dakika sonra ayaklarda bacaklarda karıncalanma ve uyuşma başlar. Bu yöntemlerde genel anestezinin tersine bebeğe hiç ilaç gitmez bu nedenle ameliyat uzun sürse bile bebek etkilenmez. Normal doğumda uygulanan epidural anestezide daha az ilaç verilir bu sayede anne doğum sırasında bacaklarını hareket ettirebilir ama sezaryende bacaklarını hareket ettiremez.
 
Spinal ve epidural anestezinin farkı nedir?
 
Spinal ve epidural anestezinin her ikisinde de belden omuriliğe doğru iğne ile ilaç verilir. Yalnız spinal anestezide ilaç omurilik etrafındaki dura zarı geçilerek daha içeriye sıvının içine verilir. Epidural anestezide ise ilaç zarın dışına verilir, zarın arkasındaki sıvıya kadar ilerlenmez. Spinal anestezide etki hemen başlar, epidural anestezide etki 15-20 dakika sonra başlar. Spinal anestezinin etkisi kısa sürer, ilaç bir defada verilir, tekrar ilaç verilerek etki süresi uzatılamaz. Epidural anestezide etki süresi daha uzun sürebilir, tekrar ilaç verilerek anestezi uzatılabilir. Epidural anestezide hastanın belinde takılı bir kateter (ince boru) kalır ve ameliyattan sonra bu kateterden tekrar ilaç verilebilir böylelikle hasta ağrı hissetmez. Spinal anestezide ise anestezinin uygulandığı bel bölgesi hemen kapatılır ve kateter konulmaz. Spinal anestezide ameliyattan sonra başağrısı görülme riski epidural anesteziye göre daha fazladır.
 
Bel bölgesinde bir enfeksiyon varsa veya hastada kanama-pıhtılaşma bozukluğu varsa spinal ve epidural anestezi uygulanamaz.
 
Bazen sezaryende hem epidural hem spinal anestezi birlikte uygulanır. Buna kombine epidural spinal anestezi denir. Hangi anestezi uygulamasının sizin için daha uygun olacağına anestezi uzmanınız karar verecektir.
 
 
epidural ve spinal de iğne giriş yerleri          epidural anestezide ilaç veriliş yeri
 
 
 
Epidural veya spinal anestezi yapılış şekli
 

Etiketler : sezaryen dogum , normal dogum , normal dogumun avantajlari , normal dogumun dezavantajlari , sezaryen dogum avantajlari ve dezavantajlari